kesit

    Etrafıma baktım, kimse yok. İnsanlar yok. Sanki ilk kez haberim oluyormuş gibi tek kaşımı kaldırdım. Evde yalnızım sanırım dedim. Oradaki 'sanırım' birinden teyit almamı gerektiriyormuş hissini verdi ve döndüm kendime, evet yalnızsın! dedim. Onayladım.  Bedbaht olan ruh halime gaz verircesine onayladım kendimi. Yapmayı sevdiğin şeylere sığınmak en pratiğidir; yazmalı, çizmeli, okumalı, sevmeli üretmeli dedim.. Yalnızlığın verdiği ilham sen çok yaşa ! Neşeli olduğumu zannediyordum. İlk kez yalnız kalmıyorum evet ama bunun çeşidi farklıydı. Keyfi bir yalnızlık dedim, gitmemeyi seçtin. Keyfini çıkarmalı. Acelem varmış gibi koştum kağıt-kaleme. Güzel bir playlist hemen arka fonda. Kavradığım kalem tekledi, öksürür gibi. Sanki o da bir canlıymış da beni kavrayamamış gibiydi. Anlamsızca dudak büktüm, istemiyor dedim. Saygı duydum. Kitap falan derken göz ucundan charles dickens'la bakıştık. Yüz hatları bu kadar keskin olan bir adamın, bu denli çocuk rolü altındaki anlatımları hayret edilecek şey dedim. Bu kez ben istemeyen taraf oldum ve yarım kalmış kitabı kaldığı yerde bir başına bıraktım. Saygı duysun dedim başımla onaylayarak. Başka ne kaldı diye düşündüm, yazı-resim-kitap ha  birde yabancı dizi-film? klasiktir ya hani bunlar, başka ne yapar insan Maşallah kültür fışkırıyor ya gençlikten..
 
   Hiçbir- şey yapmadan ama hiç-bir-şey, mutafa gittim ve bir sigara yaktım. Dakikalar geçti, saatler geride kaldı ve ben mutfakta bitmeyen sigara ile hayatın anlamını düşünür bir mimikle, aslında hiçbir şeyi düşünmedim. Sadece ocağın üzerinde duran tencereye baktım. Boş-boş değil gayet dolu baktım. Tencerenin metali üzerinden ince uzun yansımama, mutfağın panoramik görüntüsüne baktım. İzledim uzun uzun film izler gibi.. Belkide tencerenin yansımasından hiç-bir-şeyi görmeye çalışıyordum. Kitap okur gibi, metal üzerindeki çizikleri karartıları takip ediyor, küreye bakar gibi tencereye bakarak canı-ımın suratıyla karşılaşmak istiyordum belkide. Bilmiyorum. Sakinleştici bir etkisi olduğunu onayladım birkaç saat sonra..

Bir düşüncesizlik üzerinden binlerce fikirle döküldüm mutfağın dört köşesine! Nar misali; çatlayan ruhum oldu, taneler ise dökülen fikirler oldu, kan kırmızısı düşünceler ezildikçe suyu çıktı...
Ve sonra yer değiştirdik.
Tencere insan oldu ben ise metalden yapılmış bir kap oldum..

Popular Posts