ışık var,sarı boğuk

ne yazmalıyım. yada neyden bahsetmeliyim. ışık var sarı boğuk ışık, soğuk oda havasını nasıl ısıtmaya çalışıyor. böyle bakıyorsun. bakıyorsun saatlerce falan çekiciliği nerde anlamıyorsun. bakıyorsun. neyse..bir hikaye kurup onun üzerinden mi koşayım.. yoksa monolog tadında mı yürüyeyim.hiç bir fikrim yok. kurgusuz, plansız ilerlerken şekillensin mi? konusuz falan. rastgele. hayır bu şekilde ne çıkabilir ki. öncelikle bir his belirlesek daha kolay olabilir. ama bu şekilde zor yani. deneyinn. sanki şuan topluluk karşısında bir elim cebimde, saçlarım hafif geriye kabarmış, çene yukarı, kasılmış ses tonu, ve çıkacak olan cümle için son nefes.. vee... öhöhöhkjhfdkahasl ksjd. pardon. gibi bir ruh hali. geçenlerde başıma gel-meyenleri anlatsam zaten uzun sürmez. o yüzden hisimden geçenleri paylaşayım. zamansız hisimden bir parça.işte geçenlerde 'mutluluğun aitlikle ilgili birşey' olduğunu okudum. beynimden vurulmuşa döndüm. kızardım,sinirlendim. köşeye kıstırılmış hamam böceği hissi. böyle ellerim belimde, bir sağa bir sola, telaşla,hızlı adımlarla yürümedim, yürümedim fakat tedirgin oldum işte.. yaşamın yabancısı, yaşama gücü olmayan insanlar.. hayal gücü ile nefes alanlar.. yargılara bir türlü oturmayan insanlar. haliyle gıcık olunan insanlar. ne tuhaflar değil mi? insan dediğin ya çirkin olur yada güzel. ya salak olur yada zeki. dimi. hiiç. bu kadar basit. zamansız insanlar.. hiç kimse izlemiyormuş gibi dans edenler, hiç incinmemiş gibi sevenler, hiç kimse dinlemiyormuş gibi şarkı söyleyenler.. deli der o diğer; dans edemeyenler,sevemeyenler ve özgürce şarkı söyleyemeyenler, korkarak yaşayanlar, yani yalnızca; hayatı seyredenler işte, ait olanlar.. her neyse zamansızlar ait olmaz dedim. ikna ettim kendimi.. ikna oldum. rahatladım.sonra.sonra birden ben böyle esaretle aşık, ait? böyle annenin bebeğine bağımlılığı kadar düşkünsem düşlerime, tatmin olurken, asla bırakmadığım sevgimle ait miyiz dedim. bir kuruma yahut kişiye, kavrama. carta curta. tabi ki;bilmiyorum. ama yaşama ait bir ben varsa, bana ait zamansız hislerim var, düşüncelerim var, sadece bana ait sevgim var, sevgisine dahi ihtiyaç duymadığım hiçkimse  var. aşk kısmı bana ait -m kısmı birilerine. böyle basit bir şey bu. zamansızlık gibi ait. bu kadar irdelemeye gerek yok dedim, düşünür gibi yaptıktan sonra.. daha da düşünmedim işte. geçen gün başımdan geçme-yenleri anlatsaydım hissizliğimi aslında bir derece betimlerdi.. direk anlatayım o zaman.... diğerlerinde iç ses vardır, konuşur sürekli içerde hani. bende o ses iki tanedir.biri benim diğeri- başkasına ait. ortak alan gibi zihin. normal ruh halindeyken ses başladı konuşmaya,benim ki değil diğeri. duyuyorum tabi. sonra bir baktım ki; filmin en önemli sahnesine doğru ilerler gibi yürüyorum. dışarıdayım. böyle nefesim kalbime yapışmış. hızlı hızlı düşünürken koşar adım insanların içinde gidiyorum ben!! nereye?? gidiyorum hoop vapur. kanımda dolaşan kelebekler çıldırmış. ben gıdıklanmaktan ölüyorum falan. tutamıyorum kendimi düşünemiyorum. ne oldu biranda diyorum. yürüyorum.uçar gibi.  en son içerdeki bir şeyler diyordu. derken zııınnkkk diye çarpıyor benim iç ses. 'Önizleme yapıyorsun şuan. ama gittiğin yerde YOK. kimse. yok. nefes al. dur.' diğer ise diğer o iç ses, tam orospu çocuğu gibi konuşuyor bas bas bağırıyor zihnimde. insanlar suratıma bakarken, büyüyor kafaları, sesleri boğuluyor. neden böyle bakıyorlar bu kadar mı güzelim derken. kafamın üstünden gelen sıcaklık beremi çıkarmaya şevk ediyor. duruyorum. koca kalabalık.sesler. ayaklarım. meydanda çevirdiğim gözlerim, yarı aralanmış olan dudaklardan giremeyen oksijen. uyuşan parmak uçları. SUSAN İÇ SES-LER. izleyen gözler. kanımda dolaşan ölmüş kelebek leşleri.... suyun altında tutmuş olduğun nefesi verirken su dolmaya başlar ya organların. o ilk saniye. ışık var sarı boğuk ışık, soğuk oda havasını nasıl ısıtmaya çalışıyor. böyle bakıyorsun. bakıyorsun saatlerce falan çekiciliği nerde anlamıyorsun. bakıyorsun. tam daldığında biran uyanır gibi titriyorsun. neyse ki odadayım diyorsun. öyle bir ışık. neyse.













22.

Popular Posts