keşfederim

keşfedelim demişken 13.yüzyıl ve günümüz 21.yüzyıl arasındaki sonsuz manzaranın neresinden başlanabilir ki dedim; iç ses "öyle olmaz o işler" dedi. Doğru Pekala dedik. Yani ben tutup 17.Yüzyıl'dan 'Gian Lorenzo Bernini sen çok yaşa' diye konuya girersem; 13. Yüzyıl'dan Giotto di Bondone der ki; Bernini henüz babasında sperm halinde iken ben pastel tonlar ile üçüncü boyutu kullanma amacında çalışmalar yapıyordum... diye tokadı çarpar. Haklı diyoruz ve



Giotto di Bondone 


 Cimabue'nin yanında çıraklık yapmıştır. Resim, mimarı ve fresk alanında başrol de olmakla birlikte heykellerin gerçeğe benzeyen figürlerini resme uyarlamada perspektif devrimi yaratmıştır. Ve hatta eserlerine attığı imzasıyla bir geleneği yaratıp, yaymış.      
   Giotto’nun yaşadığı devirde prespektif ve anatomi diye bir şey bilinmediği halde, bunları kendi kendine halletmişti. Tabi, Leonardo Da Vinci yok, daha sperm halinde anatomi'nin mınakoymuş değil henüz,bekliyor yada bir Michelangelo yok tabi.  Anlıyor musunuz.
Giotto’nun eserleri avrupa ressamları için yeni bir ilham kaynağı olmuştur. Giotto  Floransa Katedrali’ne başmimar tayin ediliyor daha sonra İtalya’nın ve  Fransa’nın çeşitli büyük şehirlerinde görev alıyor. Ressamın en ünlü eseri Padua’daki Arena Kilisesi’nde yapmış olduğu fresklerdir. Dini hüviyet taşıyan bu freskler 38 çeşit sahneden ibarettir.

  13. yüzyıl'ın dini bakış açısından kurtulmaya başlıyor ve insan merkezli bakış açısına yönelmiştir yani adam 'Sanat ile zanaat' ayrımının ortaya koyarak İtalya'da yeniden doğuş fikrini yeşertmeye başlatmış.












Giotto'nun Kiss of Judas'ı, 1304–1306. Padua, Italy.

Hikayemiz; judas, isa'nın 12 havarisinden biri, gümüş karşılığında isa'ya ihanet ediyor. yanağından öperek kimliğini belli etti diye adamın çarmıha gerilmesine sebep oluyor. bu durumla ilgili birçok rivayet olsa da, judas tarihin en büyük hainlerinden biri olarak aklımızda kalıyor.

00
Giotto bu anı arenadaki fresk'de resmediyor, Lady gaga, judas klibiyle ağzına sıçıyor,





Padua’daki Arena Kilisesi freskleri

Giotto ile başladığımıza göre gotik döneme de girdik bulunmuşuz demektir. 1200’lerde yani 12. yüzyıl ortalarında başlayan dönem, Romanesk üsluptan etkilenerek ortaya çıkmış. İtalya'da giotto'dan gördüğümüz üzre fresk resmi, kuzey avrupa pano resmi, mimaride en yaygın artık duvar yerini "vitray" alıyor ve kilise bu şekilde aydınlatılıyor.Vitray demişken babamın vitrayları için ayrı bir post yapayım.. Notre dame bok yemiş yani öyle.Neyse Orta çağın baskıcı tutumundan kurtulmak ve başka bir dünyaya ulaşma isteği ile daha yüksek kiliseler (katedral) yapılmaya başlanıyor. 
İşte sivri kemerler,daha yoğun süslemeler ön planda. İlk örneği olarak;Notre Dame.


TA TA TA TAAAAAAAMMMMMMMM
NOTRE DAME;


   

piskopos sully yaptırıyor, yapımı sırasında bir çok mimar görev alıyor bu yüzdendir ki değişik yüksekliklerde görülen değişik stillerin sebebi budur. paris şehir planlamacıları katedralin bakımsızlığından katedrali yıktırmak istiyorlar fakat fransız yazar Victor Hugo, halkın dikkatini çekmek için Notre Dame'ın Kamburunu yazıyor. Roman, kampanya başlatılmasını sağlayarak katedralin yenilenmesine neden oluyor. Teşekkürler Hugo.




Notre Dame dönemi müziğinide araya sıkıştıralım;

polifonik besteci, notre dame'a geçerek, müziğe

renk katmış falan filan, devam ediyoruz.








Rogier van der Weyden

Rogierle ilk tanışmam“Çarmıhtan İndiriliş” adlı tablosuyla oldu. aramızda özel bir anı vardır..öncelikle bir itiraf ile devam etmeliyim. okul kütüphanesindeyim sanat tarihi dersi için kutsal bir kitabımız var bilirsiniz Gombrich'in Sanatın Öyküsü. İlk dersler, kitap pahalı falan neyse rasgele karıştırıyorum. Açtığım sayfada rogier var ve O tablosu. ama üç sayfaya basılmış. poster gibi. üç sayfaya kesilmeden basılmış. benim olsun istedim o an- o kadar çok istedim ki o büyük katlanan ve açıldığında üç safadan oluşan "çarmıhtan indiriliş" gerçekten benim olsun istedim. ve gizlice maket bıçağım ile kestim. kitabı yerine koydum. koşarak kütüphaneden çıktım. ve incelemeye koyuldum. evimin ilham duvarı bölümüne yapıştırdım. pişman değilim.







Şu huzursuzluk beni öyle huzursuz etmişti ki dedim ki allah kahretsin ya. detaylarda acı resmen insanın ruhunu sıkıyor. ve tuhaf bir şekilde sizi kitliyor.baktıkça görmeye başlıyorsunuz ve gördükçe, içiniz kararıyor.bence bu müthiş birşey.







  




















Çarmıhtan indirilen isa’yı tutan Aziz, onu beyaz ketene sarmaya hazırlanıyor.
weyden mekan vermiyor, resmin solunda, yerde duran kafatasından mekan "golgotha" diye geçiyor. isa’nın solunda, altın işlemeli kıyafetli meryem’in eşi yusuf. resimdeki yusuf’un yüzündeki acı ve diğerlerinin ifadesi görmekten öteye götürüyor bizi.meryem zaten pert olmuş, çok güzel ya.


      Image





İlk dönem flaman resmi'nin en büyük temsilcisi Weyden, brüksel şehir ressamlığı görevini yapmış. Eserlerinde tarih ve imza kullanmıyor oluşu belgelenme, uslup gelişimi hakkında bizleri bilgisiz bırakıyor. Genelde soğuk renkler kullanıyor. Dar mekanlar içindeki soğuk figurlerin duygu derinliği bizi çaresizce psikolojik bir savaşa götürüyor. sonra işte benim gibiler kitlenip sayfa resmi araklıyor falan filan. Ha birde Weyden 1450'lerde italya gezisine çıkıyor, o kuzey resmine özgü mistik havadan ve gotik biçimlerinden kurtularak daha yumuşak insancıl bir boyut kazandığı söyleniyor.




      Masaccio



Giotto ile erken rönesans etkileri görülüyordu, Masaccio ile başlangıç dönemi ilk ressamlarından devam edelim. Masaccio Donatello'dan çok etkilenecek ve antik yunan sanatına ilişkin dersler alacak, buna bağlı olarak gotik resim stilinden uzaklaşacaktı.Çünkü perspektif ile çizime bilimsel bir bakış açısı getirecekti. Rönesans'a ışık tutacak olan masaccio süsden ve ayrıntılara önem vermekten vazgeçerek sadeleşip "Michelangelo"yu etkisinde bırakacak. Öldüğünde 26 yaşında olan masaccio bence üstüne düşen herşeyi yapmış. Şu bir gerçek ki Masaccio olmasaydı ve hatta giotto; rafael ve leonardo rönesans resminde varolmayacaktı. Belki de 26 yaşında ölmesaydi ardından gelecek olan rönesans sanatçıları o denli parlamayacaklardı.





    "Theophilus'un oğlununun yeniden doğuşu"



Piero della Francesca


Ve Tabii kii  Pierro  Masaccio'dan etkilenecekti ve perspektif konusunda disiplinli araştırmalarını sürdürecek. Öyle ki artık Pierro'dan sonra ki dönemler; Raffaello, Michelangelo ve Leonardo patlayacak ve bu döneme kadar taşımış olan ustaların meyvelerini yiyecekler.Yüksek Rönesans adımları MERHABAA!!  Bu işler böyle boynuz kulağı geçer.
Yalnız altın oran Leonordo ile değil, ilk olarak "Piero'da İsa'nın Vaftiz Edilmesi"nde(soldaki) açıkca görülür.
Güvercin,yahya'nın eli ve isa'nın bedeni düşey olarak aynı çizgide bulunur. Piero resimde bir çeşit denge ve simetri yaratmış olur. Soldaki ceviz ağacı ise rönesans için son derece önemli olan Altın oranla bölünmekte. Yahya'nın aynı oranla bükülmüş ayağı geometrik ahenk ile sağlar.



ARTIKK YÜKSEK RÖNESANS'A GEÇEBİLİR MİYİZ LÜTFEN

hani sanattan bir bok anlamayıp sadece ezberlenen o güzel isimler varya   Raffaello, Michelangelo ve Leonardo, Botticelli falan . Şahsen öncesi çok kıymetli. Sonuçta raffaelo,Pietro Perugino'dan eğitim alıyor. Eserlerinde Piero della, Francesca'nın etkilerini idrak edebiliyorsan bakmak ve görmek arasındaki ayrımı yerine getiriyorsun demektir. Yok öyle kuru kuruya vitrin. Yemezler. Evet devam ediyoruz.......


Welcome to    R e n a i s s a n c e

Hoşgeldin rönesans ve hoşgeldin hümanizm! Burkhard: “Rönesans insanın keşfedilmesidir.” demiştir.Evet avrupa çığır atlar ve kendini gerçekleştirir.Avrupayı; avrupa yapacak hale gelir.
Yüksek Rönesans dediğimizde;  Raffaello, Michelangelo ve Leonardo, Botticelli, Perugino, Kuzey Rönesansı arasındaki farkı görmek gerekir. Kuzeyde; Lucas Cranach, Hans Holbein, Bosch,Grünewald, Dürer, Pieter Bruegnel ve Van Eyck isimleri yeryüzünde yerini  alırken, Venedik Rönesansında ise ; Giovanni Bellini,Giorgione,Tintoretto,Tiziano yer alır.



Leonardo di ser Piero da Vinci



KISACA; İtalyan hezârfen, döneminin önemli bir düşünürü, mimarı, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti,müzisyeni, heykeltıraşı, botanisti, jeoloğu, kartografı, yazarı ve ressamıdır. 2. milenyumun adamı seçilmiş.


Signature

Allahtan, da vinci'nin evlilik dışı çocuk olduğu için üniversiteye gitmesi yasak olduğundan öğrenim görme şansı yoktu. Dalga geçer gibi ne öyle dimi kategori bırakmayan bu adam, şurada anlatılmaz. Verrochio onu çırak olarak yanına alır. Pietro Perugino gibi ünlü sanatçılarla çalışma fırsatını buluyor Da Vinci. 
17 yıl boyunca Milano Dükü için çalışıyor fakat saraya ilk giriş sıfatı çok enteresandır. Da Vinci Düke yazdığı mektupta on maddeyi içeren yazısında; dokuz maddede, fizikçi olarak teknik alanlarda başarabileceği işleri saydıktan sonra ancak onuncu maddede ressam, heykeltraş ve mimar olarakta faydalı olabileceğini yazıyordu. Bu yazıda müzikten bahsedilmiyordu.Milano sarayına çalgısı olarak giriyor. Evet, çalgıcı olarak! Udu andıran, kendi yapısı bir çalgı ile saraya geldiği gün büyük tören yapılıyor falan. Çalmaya başladığında herkesi büyülüyor. Yeni hamisinin isteği üzerine yaptığı ilk eser, İsa'nın doğuşunu temsil eden kilise resmi oluyor. Ludovico bu resmi derhal imparatora yolluyor. o dönemlerde yaptığı çalışmalar;

Kayalıklar Bakiresi, Panel üstüne yağlıboya,Louvre,Paris



Son Akşam Yemeği,Santa Maria Delle Grazie
                                                                           
              Madonna Litta                                                                   Cecilia Gallerani 
Hermitage MuseumSaint Petersburg                       Czartoryski Museum, in Krakow, Poland.
Leonardo da Vinci attributed - Madonna Litta.jpg  



 Raffaello

Raffaello Sanzio,işe on altı yaşında yaptığı “Havva’nın yaratılışı” ve “Trinite” tabloları ile başlıyor. Zaten babası ressam. Demiştik ya hani yukarda, Piero della Francesca ve en çok Pietro'nun uslubu görülür çalışmalarında. Floransa’ya gidince kendisini Rönesans’ın içinde bulur. Fakat Leonardo'nun aksine resimlerde iç dünyasının ifadesi daha önemli yer tutar. Diğer yandan Anadolu Üniversitesi-Felsefe öğrencisi olarak raffaello'nun ilk Fresk'i ile farklı bir duygusal bağım var. En en baba çalışmalarından "Atina Okulu"




Bir yanda idealist Platon’u öte yanda realist Aristo’yu alıyor.Felsefi inançlarına paralel olarak Platon göğü, Aristo yeri gösterir. Ayrıca Öklid’den, Diyojen’e kadar pek çok ilk çağ filozofu ve matematikçisi yer alır. Resimde Tam tamına 59 figür yerleştirilmiştir ve hiçbiri rasgele değildir. Video ekledim, altın değerinde!!







37 yıllık ömrünün son eseri " Transfigüration". Kötüleşen sağlığı yüzünden ölümü ardından yarım kalmış eser yardımcıları tarafından tamamlanıyor. Kardinal medicinin katedral için sipariş ettiği iki resimden biridir aynı zamanda. Eser İncil'den iki ayrı anlatıyı temel alır.İsa'nın ışık demeti şeklinde tecelli etmesi mucizesi konu alınmıştır.Eser Vatikanda, Pinacoteca Vatikan müzesinde.


Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni


    İşte böyle olunca daha eğlenceli oluyor. Öğrenirken  ismi "sjhımızııfjgfdjhfhj" diye geçiştirip daha sonra artık ben biliyorum egosunu aldıktan sonra bütün sanatçıları -tam adıyla telaffuz etmek sanki bir ezgi mırıldanıyormuş gibi geliyor kulağa hahahahha. Haydı hep birlikte miikeelanceloooo di lodovikoooo buonaarrroti simoni. Evet neyse. 
   Adam 'ESTETİK nedir'i yaratmak için dünyaya gelmiş sanki.Yüksek Rönesans'ın bence en önemli ismi. Michelangelo'nun babası Simone Buonarroti sulh hakimi ve tepeden tırnağa kadar kanun adamı imiş.Bir yandan karıncayı ezemeyecek kadar yufka yürekli öte yandan adalet uğruna öz evladını bile feda edebilecek cinstenmiş. Muhafazakar baba oğlunun sanatla uğraşmasına pek taraftar değilmiş. Fakat Michelangelo floransa'da, domenica ve david ghirlandaio'nun atölyesine girdiğinde 13 yaşındaymış. Tek gayesi o zamanlar taş kitlelerini dile getirebilecek heykeltıraş olmakmış.Ve bir tesadüf onu Lorenzo de Medici ile tanıştırıyor. Yalnız Lorenzo öyle biri ki; muhteşem lozenzo deniliyor halk tarafından. Floransa kentinin Rönesans döneminin hükümdarı. Yaşamı süresince floransa altın çağını yaşıyor. Medici ailesinden gelen lorenzo, siyasetçi ve bilim adamlarına yardımları yanı sıra; şair,sanatçılara da yardım ediyordu.Ölümünden sonra İtalya'da 400 yıl sürecek işgal dönemi başlıyor anlaatabildim mi. Floransa dükü lorenzo bu on üç yaşındaki zeki çocuktan çok hoşlanıyor ve evine alarak çocuklarıyla tanıştırıyor. Medici sarayında evin çocuğı muamelesi görüyor.Ve medicilerin kurmuş olduğu "bahçe okuluna" gidiyor vee burası tam bir sanat cenneti olduğundan, sanatın temeli bu bahçede atılıyor. Heykelin yanı sıra ressime merak sarıyor ve bu okulda öğreniyor.,anatomiye merak sarıyor, medicilere gelen cerrahin peşine takılıp morga gidiyor. Cesetleri kesip biçiyor, kısa zamanda anatomi uzmanlarını gölgede bırakıyor.Yalnız şunu belirtmeliyim ki Rönesans İtalya'sında tıp ilmi ile Plastik Sanatlar ikiz kardeş muamelesi görüyor.Hani o kadar ki; ressamlarla heykeltıraşlar ve cerrahlar ve eczacılar loncasına bağlıydı.O yüzdendir ki bu adam ESTETİĞİN mınakoyarak anatomiyi tekrardan yaratıyor. Da Vinci sürekli bok atıyor yani anlıyor musunuz, oda insan sonuçta ve kıskanıyor hahahahahha. Floransa'nın en kudretli adamı olan Lorenzo de Medici, onun çocukları ve Michelangelo, gece gündüz ayrılmaz oluyorlar.Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi Michelangelo on altı yaşındayken Lorenzo ölüyor ve yerine Piero geçiyor.Michelangelo buna katlanamayarak en son kendini Bologna'da buluyor ve bu renksiz taşraya, saraydan sonra alışamıyor.Ve çırak gibi çalışmak hiç kişiliğine giydirebileceği bir şey değildi. Ve Floransa'ya dönerek eşşşek gibi çalışıyor. Zaman zaman Modaya uyup din konularını işliyor, ve mitoloji. Bu doğrultuda yaptığı "Uyuyan Eros" Kardinal'in eline ulaşıyor, Michelangeloyu davet etmekte tereddüt bile etmiyor. Michelangelo, artık leonardo ve raffael öldükten sonra tüm Avrupa kendisine kalıyor! YARIM ASIR MÜDDETLE AVRUPA ONUN SİHRİNE KAPILIYOR VE YARI İLAH MUAMELESİ YAPILIYOR. Tanrım bana michelangelo kaderi ver başka birşeye gerek yok. 



 Davut heykeli zarafet,güzellik ve kuvvetin en mükemmel form bulduğu bir BAŞYAPITTIR. Heykel yerine konduğu gün bütün floransa bayram günü yaşıyor, michelangelo göklere çıkarılıyor. Kaç kez çizimini yaptım hatırlamıyorum. Okula girmeden ve ve halen okulda.. Çünkü en doğru olan ve halen eğitim sürecinde örnek alınması gereken bir "bilgi" başyapıtıdır eser.

Vatikan Sistina Şapeli'ni resmen ele geçiriyor Freskleriyle ortalığın mınakoyarak başyapıtlarını oluşturuyor.

Şu kısmı anlatmam gerek en eğlenceli bölümdür benim için. Michelangelo roma sokaklarında rakibi olan Rafaello'ya rastlar. Yanında süslenmiş, kadifeden şahane elbiseli kızlar vardır Raffaello'nun.
Rakibine şöyle der Michelangelo; "Takipçilerinle birlikte tıpkı bir prens gibi dolaşıyorsun."
Raffeolo şu cevabı verir:" Ve sen dostum, tıpkı kimsenin elini sıkmak istemediği uğursuz bir cellad veya lanetlenmiş bir iblis gibi tek başına geziyorsun." 
Michelangelo hakikaten bütün hayatı boyunca keşişler gibi münzevi bir hayat yaşamış. Şu var ki Raffaelo 26'sında öldüğünü hatırlayalım. Edebiyat tarihinde önemli yer eden Michelangelo, sonelerinde şöyle demiş; " Ve ben engeli olmayan yollarda tek başıma ilerliyorum" Sanatının büyüklüğünü içe dönük karakterinde aramak gerekir. Bakın Raffaeloya gençliğinin baharında öldü çapkın. Ve michelangelo ise yarım asır şöhret sonrasında 88 yaşında hayata veda ediyor. Geride bıraktığı bir servet olamaması akıllarda muamma fakat İnsanlığa bıraktığı Servet Pahabiçilemeyecek kadar büyüktür. Yarı ilah mertebesine yükselmesindeki sır da budur! 


Vakitan Sistine Şapeli, 



detail,

bu detaylarının her birinin fakat -heeer birinin mitolojik öyküleri vardır, içine girdiğinizde çıkamayacağınız öyküler.



Popular Posts