Hiç sevmediğim ama tek sevdiğim bir
insan demişti ki günün birinde ; ömrün boyunca yalnız
kalacaksın, evinde resimlerin bütün çalışmalarınla oturup
şarap içeceksin, kimmse görmeyecek neler yaptığını, sen hep
şarap içeceksin -kendinle beraber." Onu neden sevmiyorum
biliyor musunuz? Acımasızca savuruyor beynini.. Onu neden seviyorum
biliyor musunuz, çünkü başka insan -seçenek bulunmadığı
için..Şu son iki cümlem bile lanet olsun ki onu haklı çıkarıyor.
Geçmiş, kocaman bir anı. Kocaman
anılar ise; ağır. Gelecek sadece olasılıklar silsilesi.
Realiteye göre sonsuz geride yaşıyoruz güneş ışınları
'dünya' adındaki gezegene ulaşıncaya kadar. Bu durumda biz
insancıkların geçmiş-gelecek senaryosu kaidesiz kalıyor. Bütün
suç güneş ışınlarının bence..
Cevap arıyorum ben. Sorusu olmayan
cevap. Anladınız mı? Yani yalnız şarap içen tek başına bir
'cevap' arıyorum. İnsan gibi düşünün cevap'ı. Ahbap yada
kankiniz gibi. Dalga geçerdiniz onunla değil mi.. Ne biçim şeysin
lan sen 'sorun' yok. Cevapsın ama hahahahah. Mesela düşünün ki
bar masasına oturdunuz yanınızda dostunuz cevap, oturuyor
içiyorsunuz beraber. Sen diyorsun ki; Dostum cevap lazım bana bu
hayatta. O da diyor ki; bana da soru lazım işte oğlum... Sonra
tokuşturuyorsunuz, siz iki bilinmeyen.. Biriniz aradığınız
yanındaki cevaba, diğeriniz bulamadığı sorusuna... Yaşam bu
kareden ibaret bir komedya bence şuan günümüzde.. Dışarıdan
böyle böyle bilmem ne. İçerden olayın aslı; şöyle böyle..
Sikerim içeriyi-dışarıyı be! NE.NE.NE ??? Artık gördüğünüz
gibi bir konu da yok ortada. Ne sosyoloji, ne felsefe, sanat tarihi,
mitoloji, epistemoloji ne de metafizik ne de sembolik mantık ne de
SANAT bazen ruhun karmaşası içinde bir 'HİÇ' kalıyor. Her şeye
bir kavram yapıştırması var oysaki; psikanaliz hemen diyecek
XANAX! Bende diyeceğim siktir-git sürtük! Junkieler diyecek ki;
LİNE evet LİNE! Diyeceğim ki hayır bu da değil. NE Mİ? Eee
bende onu soruyorum ya SORU YOK? Cevap ÇOK. Hayır-hayır-hayır.