yine öldü.

Gözleri kurulamak için gidecek yer yoktu.. Durmak istemiyor, adımları kavga ediyordu. Bulutlar kaçıyor, yıldızlar gizleniyordu. Rüzgar korkuyordu. Yerdeki karınca en önce kaçıyordu. Ayakları duramıyordu. Çünkü durduğu an, düşünce onu kendine davet edecekti.. İşte bu yüzden 'hayır' diyordu her nefeste. 'hayır! ben daha akıllıyım. Hayır! Eğer düşüncenin oyununda kaybolursam; sonsuza dek durursam, sonsuza kadar geç kalacağız.. Tükeniyordu ama adımları son soluğa kadar durmayı planlamıyordu. Böylece kazanacaktı...
Ama o, daha kurnazdı. Düşünce.. Adımlarını kesecek tek hamleyi yaptı.
Nefesine yapıştı. Soluğunu kesti.
Durdu.
Kendine söyleyebildiği,
Son kelimeydi - geç kaldın-
Korku renklere büründü. Kör eden renklere.. Koku ise fısıltılar halinde kulağına dokunmaya başladı. Sağır eden fısıltılar.. Ağzında demir tadı tüküremiyor, asfalt bedenini sarmalıyordu.. Kemiklerini inletiyordu.

Son kez insanlara vadedilmiş,
Bütün duyguları hissetti. ve artık, algıları yandı.....
Ruh üfledi,
Bütün bedenlerde yaşanmış deneyimleri,
Dünyaya ait ne varsa, bütün yaşanmışlığı fısıldadı.
Kafes kırıldı, ruh kilidini açtı
.

Başucunda ki kelebek kayboldu onunla beraber..


*

Popular Posts